Ben Bir Yolcuyum, Yolu Dünyadan Geçen

Selma Sayar

Sevgili Hocam,

Biz yapayalnız, başıboş, gayesiz yürürken bu yolculukta, tuttunuz ellerimizden. Yolu anlattınız, yolcuyu anlattınız… Nereden geldik, nereye gidiyoruz, ne için yaşıyoruz?

Siz, Kur’an-ı Kerim’i kâinatla açıklarken bize tüm yaratılanları, Yaratan’dan ötürü sevdirdiniz.
Yaratılış gerçeğini ve tabiat kitabını anlatırken, nasıl oluşur bir protein, ihtimal hesaplarıyla ikna ettiniz aklı kalbin önüne geçenleri.

Atomu anlattınız bize; zıt kutuplarıyla oluşan ahengi, iyi ve kötünün oluşturduğu düzeni… Biyoloji, kimya, fizik, sosyoloji… Sahi, nasıl öğrendiniz bunca şeyi Hocam?

Kalbin Zümrüt Tepeleri’nden bizlere seslenirken öğrendik mikro ve makro âlemdeki dengeyi. Atomdan yıldızlara merdiven dayarken siz, biz sevdik bu yolculuğu. Rehbersiz ne yapardık biz Hocam? Yol uzun, yolcu zayıf; kandan, irinden deryaları geçebilir miydik yapayalnız?

Etrafımızda olup bitenden habersiz yaşarken, sizinle öğrendik muhasebeyi. Kâinattaki musibetlerin bizim günahlarımız yüzünden olabileceğini… Böyle bir esbâbperest dünyada siz çevirdiniz bizi kendimize. “Yoktur nedensiz bir hâdise,” dediniz. Deprem, sel öldürmez; Yaratan isteyince olur her şey.

Yeryüzünün mirasçılarını anlattınız bize; doğayı nasıl korumamız gerektiğini, onun bize bir emanet olduğunu… Misafirlik âdâbını öğrettiniz, Hocam. Dünyanın efendisi değil, hizmetkârı olduğumuzu… Nimet içinde yüzsek de israfın haram olduğunu anlattınız bıkmadan usanmadan. Fidan dikmenin önemini, Sevgili Peygamberimiz’den örneklerle bize aktardınız.

Sahi, nasıl öğrendiniz bunca şeyi Hocam?

Biz kayıp bir nesilken tuttunuz elimizden. Biz yapayalnızken yoldaş oldu sevenleriniz. Biz kör bir cahilken yol gösterdi eserleriniz.

Sahi, nasıl oldu tüm bunlar Hocam?

Siz camide birkaç genç bulamazken, nasıl doldu üniversiteler iman dolu gençlerle? Mühendis, doktor, öğretmen dolup taştı memleketin. Şimdi sığmayan bir heyecanla talebeleriniz sınırları aştı; dünyanın dört bir tarafına yayıldı.

Siz ebedi yolculuğa uğurlanırken gözlerimiz yaşlarla doldu. Emaneti aldık omuzlarımıza. Elimizde eserleriniz, yanımızda arkadaşlarınız… Yol da güzel, yolun sonu da derken, biz hâlâ yoldayız Hocam. 

Yolumuzu aydınlattığınız için teşekkür ederiz, canım Hocam.