Varşovada Ünlülerin Durağı:
Plac Narutowicza
Varşova’nın Grojecka ve Krakowska caddeleri boyunca ilerleyen 7 ve 9 numaralı tramvaylar Plac Narutowicza durağında yolcularını indirir ve yeni yolcularını alırlar. Bu durakta dikkatimizi çeken tuğla duvarlı bir kilise vardır: Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Yakup adına Roma Katolik Kilisesi. Bu yazıda önce Aziz Yakup hakkında bilgi verdikten sonra bu durağa adını veren Gabriel Narutowicz’i tanıtacağız.
Aziz Yakup (Saint James the Greater)
Aziz Yakup, kardeşi Aziz Yuhanna ile birlikte Hz. İsa’nın 12 havarisinden biridir. Yuhanna İncilinin yazarı olduğuna inanılan ve St. Jean diye bilinen Yuhanna’nın Efes‘te öldüğüne inanılıyor. Hayatını Efes ve Batı Anadolu’da Hıristiyanlığın yayılmasına adayan bu havari doksanlık bir ihtiyar iken Ayasuluk Tepesi‘nin en yüksek noktasında İncil’ini yazmış ve dua etmiş. Aziz Yuhanna Hz. İsa’nın 12 havarisi içinde yaşamını eceliyle yitiren tek havari olarak biliniyor. Selçuk Ayasuluk Tepesi’ne defnedilen havarinin mezarının üzerine yıllar sonra döneminin en büyük ve görkemli yapılarından biri olan St. Jean Bazilikası inşa edilmiş. Büyük Bizans bazilikasının kalıntıları bugün Selçuk’ta görülebilir.
Aziz Yakup ise bugün İspanya’da Azîz Yakup veya St. James yolu olarak da bilinen Camino de Santiago yürüyüş rotası ile meşhur. Bu yol AB’nin ilan ettiği kıtadaki ilk kültür yoludur. Aynı zamanda UNESCO Dünya mirası listesinde olan yürüyüş rotası; Roma ve Kudüs ile birlikte Hristiyan alemi için kutsal kabul edilen Santiago de Compostela kentinde sona erer.
İspanya’nın kuzeybatısındaki küçük Santiago de Compostela kasabasının başına 813 yılında talih kuşu kondu. Esrarengiz bir şekilde burada Aziz Yakup’un mezarı bulundu. Kasaba zarif binalarla donatıldı, hac merkezine dönüştü, şehirleşti. Bugün anıtları, mimarisi ve deniz mutfağıyla ünlü bir turizm merkezi haline geldi. Santiago, Aziz Yakup’un İspanyolcası.. Kent varlığını bu tarihi isme borçlu. Hz İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Yakup, İspanya’ya Hıristiyanlığı tanıttıktan sonra döndüğü Filistin’de Yahudi Kralı Herod Agrippa tarafından 44 yılında idam edildi. Kendisi havariler içinde ilk şehittir. Ortadan kaybolan cesedi, efsaneye göre tayfasız bir gemiyle İspanya’ya ulaştı. Fırtınada karaya vuran gemiden alınan bedeni sessizce toprağa verildi. 9’uncu yüzyılda bir çobana görünen parlak yıldız mezarın yerini tarif etti, Kardinal Teodomiro da İspanya’nın baş azizi Büyük Yakup’un mezarının bulunduğunu açıkladı. Üzerine kilise inşa edildi. Şehir de zamanla onun etrafında gelişti. Kilise günümüzde ayakta değil ama Aziz Yakup’un kemiklerinin şimdiki görkemli katedralin altında olduğuna inanılıyor. Santiago de Compostela’nın ünü, azizin mezarının bulunmasından sonra hızla yayıldı ve 12’nci yüzyılda doruğa çıktı. Avrupa’dan binlerce hacı buraya akın etti. Kente uzanan hac yolları ağı o dönemde çok daha uzundu, Fransa’yı geçip Pirene Dağları’nı aşıyor, ardından İspanya’yı boydan boya kat ederek Santiago de Compostela’da sona eriyordu. Günümüzde “Camino Yolu” ismiyle yürüyüş rotasına dönüşen güzergah Fransa sınırındaki Rancevaux ya da Jaca’dan başlıyor. Burgos, Leon üstünden şehre ulaşıyor. İkinci rota ise sahilden başlıyor. 800 kilometrelik Camino Yolu’nun son 100 kilometresini her yıl ortalama 130 bin kişi yürüyor. Vatikan, hac yolunu aşıp kente gelenlere “Compostela” adlı belgeyi veriyor. Son zamanlarda bu yolu yürümek sadece dini inançlar için yapılmıyor. Farklı başlangıç noktaları olan rotaların uzunluğu 500km ile 1.000km arasında değişiyor. Yürüyerek tamamlanan bu yollara farklı sebepler için çıkılıyor. İnsanlar kendisiyle başbaşa kalmak için, bağımlılıklarından kurtulmak gibi sebeplerle bu yola çıkıyorlar. Bir nevi meditasyon ve dayanıklılık testi. Özel pasaportları var ve her mola noktasında damgalatmak zorundalar. Sonunda da sertifika alıyorlar. Sertifika alabilmek için en az 100km’yi bitirmiş olmak gerekiyormuş. 1985’ten itibaren UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Galiçya özerk bölgesinin başkenti Santiago Compostela kenti, 2000 yılında da Avrupa Kültür Başkenti olmuş. Santiago Yolu da 1993 yılında UNESCO İnsanlık Mirası listesine alınmış ve Avrupa Konseyi tarafından Avrupa Kültür Yolu ve Avrupa Ana Cadde onursal unvanı verilmiş.
İşte Plac Narutowicza adlı meydanda bulunan kilise bu ünlü azizin ismini taşıyor (Parafia rzymskokatolicka pw. św. Jakuba Apostoła ).
Meydana adını veren Gabriel Narutowicz
125 yıl boyunca haritalardan silinen ve 1. Dünya Savaşı sonunda tekrar bağımsızlığını kazanan Polonya’nın seçimle işbaşına gelen ilk Cumhurbaşkanı Gabriel Narutowicz oldu. Trajik bir biçimde sadece 5 gün görev yapabildi ve bir suikast sonucu öldürüldü.
Narutowicz, hidroelektrik mühendisliği profesörüydü. Eğitimini İsviçre’nin Zürih Politeknik Üniversitesinde tamamladı. Elektrifikasyon konusunda uzmandı. Eserleri Avrupa’nın bütün fuarlarında teşhir ediliyordu. Monthey, Mühleberg veAndelsbuch’daki Avrupa’nın ilk hidroelektrik santrallarının inşaatlarını o yönetmişti. 1907 yılında Zürih Teknik Üniversitesi’nde hidroelektrik ve su mühendisliği profesörü oldu. Ayrıca zamanda Ren Nehri’nin yönetimiyle ilgili uluslararası komitenin başkanı olarak görevlendirildi. 1. Dünya Savaşı’nda tahrip olan Polonya’nın altyapısının imarı için 1919 yılında ülkesine davet edildi. 1920’de Polonya Bayındırlık Bakanı oldu. Ülkeyi baştanbaşa gezdi. Sadece 1921 yılında 270 bin bina, 300 köprü yeniden inşa edildi. Birçok baraj projelendirdi. Beskid dağlarındaki Soła nehri üzerinde Porąbka hidroelektrik santralinin inşaatını yönetti. Polonya Heyetiyle katıldığı Cenevre Konferansındaki başarısı sonucu Dışişleri Bakanı oldu. 1922 yılında yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanlığına seçildi. Hemen ardından aşırı sağcılar, Ultra Katolik Birliği ve ulusalcılar tarafından Polonya Yahudilerine sempati duyduğu suçlamalarına maruz kaldı ve atandıktan 5 gün sonra bir sanat galerisini ziyaret ederken suikast sonucu öldürüldü. Cenaze törenine 500 bin kişi katıldı. Varşova’daki St. John katedraline (Archikatedra św. Jana) defnedildi. Bu cinayet, 1977 Polonya yapımı “Başkanın Ölümü” filmine konu oldu.