Mükemmel Bir Omega 3 Kaynağı
ALASKA SOMONU

Prof. Dr. Zafer Ayvaz

ABD’nin IDOHA eyaletinde yaşayan ve her ikisi de doktor olan Dick ve Gayle Powell çifti, emekliliklerini doğal ortamda geçirmek ve Alaska yerlilerinin nasıl sağlıklı yaşayıp uzun ömürlü olduklarını araştırmak amacıyla Alaska’ya yerleşiyorlar. Burada 90-95 yaşında sağlıklı insanlar görüyor ve onların yaşam tarzlarını gözlüyorlar. Bu insanların vejeteryan (otçul) bir balık olan, derin suya inmeyen vahşi Alaska somonu ve Alaska Yaban Mersini tükettiklerini tespit ediyorlar. Bu çift başkalarının hayatına da dokunmak amacıyla IDOHA eyaletine dönüyor ve arkadaşları olan iki zengin aileye şöyle bir proje teklifi sunuyorlar: Vahşi Alaska somonundan Omega-3 içeren balık yağı elde edilecek ve yaban mersininden antioksidan meyve hulasası üretilecek. Zengin aileler bu projeye destek olmaya karar veriyor ve ARGE çalışmaları başlıyor. Pakistan orijinli Amerikalı Müslüman Dr. Abbas Qutab da bilim kurulu başkanı olarak bu çalışmaları yönetiyor. 3 yıllık ARGE çalışması sonucunda Alaska somonundan Omega-3 içeren balık yağı ve 22 çeşit kırmızı kabuklu meyveden bir özüt elde ediliyor.

NİÇİN OMEGA 3 ALMALIYIZ?

Omega-3, hücrelerimizi çevreleyen hücre zarının yapısında bulunan fakat vücutta üretilemeyen yağ asitlerinden oluşur. Bu yağlar, vücudumuzda belli oranda bulunmazsa hücre zarı geçirgenliği bozulur ve ihtiyacımız olan vitaminler, mineraller, proteinler ve hatta oksijen, yeterli düzeyde hücre içine giremez. Dolayısıyla kalp, beyin, kas ve iskelet sistemi, göz, cilt ve ruh sağlığımız için Omega-3 alımına çok dikkat etmek gerekir. Omega-3 barındıran yiyecekler; sardalye, somon, ton balığı, ringa, uskumru, morina gibi balıklar; soya fasulyesi, lahana, semizotu, ıspanak, ceviz, keten, ceviz, chia ve kenevir tohumu gibi bitkilerdir. Somon, sardalye, ton ve uskumru gibi soğuk deniz balıklarında Omega-3 oranı yüksektir fakat denizlerdeki ağır metal kirliliğinden dolayı, güvenli Omega-3 aldığımıza emin olamayız. Ceviz, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeleri destek olarak tüketebiliriz, fakat vücudumuz için gerekli miktarda Omega-3’ü bitkisel kaynaklardan tamamlamak mümkün olmamaktadır.

NİÇİN ALASKA SOMONU VE NASIL BİR BALIK YAĞI?

Alaska Somonu derin sulara inmeyen, bu sebeple oradaki ağır metalleri bünyesine almayan bir doğal balıktır. Bu nedenle balık yağı üretiminde tercih edilir. Omega-3 içerikli ürünlerin, konsantrasyon, saflık, ağır metal ve kimyasal atık içermediğinin test edilmiş olması ve IFOS (Uluslararası Balık Yağı Standardı) sertifikası ile belgelenmiş olması gerekir. IFOS kalite güvencesi uluslararası bir güvencedir. IFOS Programı, tüm Omega-3 ve balık yağı ürünlerini, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Beslenme Konseyi (CRN) tarafından belirlenmiş test kriterlerine göre doğru dozaj, saflık, stabilite, ağır metal alanlarında test eden bağımsız bir programdır. Bununla balık yağının saf olduğu, içinde hiçbir kimyasal zararlı maddenin bulunmadığı ispatlanmış olur. Ayrıca soğuk baskı yöntemiyle elde edilmiş Omega-3’ün aktif madde yüzdesi daha yüksek olduğu için bu yöntemle üretilen ürünler tercih edilmelidir.

Omega-3, EPA ve DHA yağ asitlerinden oluşur. Doğru bir Omega-3 seçimi yaparken, kalp ve damar, kas ve iskelet sistemi sağlığını korumak, kolesterol ve trigliserid seviyelerini düzenlemek için EPA; beyin sağlığını korumak, hafızayı güçlendirmek, dikkat ve konsantrasyonu artırmak ve göz sağlığı için DHA oranı yüksek ürünler tercih edilmelidir. Olumlu bir etkinin görülmesi için günde 250 mg EPA ve DHA alınması gerekmektedir. Aldığımız Omega-3’ün vücudumuza girdikten sonra, maksimum düzeyde emiliminin olması da önemlidir. Sağlıklı bir insan günde 500-1000 mg Omega-3 alabilir.

Eğer balık yağına A, E ve D gibi yağda eriyen vitaminler de eklenirse, Rem uykusunu güçlendiren, kaliteli bir uyku sağlayan ve sabahleyin zinde ve dinlenmiş olarak kalkmayı temin eden bir ürün elde edilmiş olur.  E vitamini hücrelerin oksidatif stresten korunmasına katkıda bulunur. A vitamini  bağışıklık sistemini güçlendirir, kemik, diş ve diş eti gelişimine yardımcı olur. Ayrıca göz bozukluklarının tedavisinde yardımcıdır. Bazı kanser türlerine karşı da etkin rol oynar. D vitamini takviyesi de bağışıklık sistemini güçlendirir. Bir araştırmada D vitamininin solunum yolları enfeksiyonu riskini azaltıcı rol oynadığı görülmüştür. D vitamini ile ömür uzunluğu arasındaki bağlantıyı inceleyen bir araştırmada D3 türünün hücrelerdeki protein düzenlemesini olumlu yönde etkilediği görüldü. Buradan yola çıkarak D vitamininin yaşlanmayı geciktirici etkide bulunabileceği ileri sürülmektedir.

Dikkat edilecek diğer bir nokta da Omega 3 kapsüllerinde kullanılan jelatindir. Jelatin hayvan bağ dokusundan yapılan, yarı şeffaf, renksiz, kolay kırılır, tatsız katı bir maddedir. Jelatin başta domuz ve sığır, balık gibi hayvanların deri, kemik ve bağ dokularının kaynatılması ile üretilir. Kaynağı bilinmediği durumlarda Helal sertifikasına sahip, balık kıkırdağından üretilmiş kapsüllerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.

KAYNAKLAR

  • “Omega-3 Fatty Acids — Health Professional Fact Sheet”. US National Institutes of Health, Office of Dietary Supplements. https://ods.od.nih.gov/factsheets
  • Grace E. Giles, Robin B. Kanarek. Omega-3 Fatty Acids and Cognitive Behavior: in Omega-3 Fatty Acids in Brain and Neurological Health, 2014
  • A. Brouwer. Fish, omega-3 fatty acids and heart disease: in Improving Seafood Products for the Consumer, 2008
  • İlknur Uçak, Mustafa Öz, Sajid Maqsood. Products based on omega-3 polyunsaturated fatty acids and health effects: in The Role of Alternative and Innovative Food Ingredients and Products in Consumer Wellness, 2019