Anne karnındaki bebeğin yaşamını tehdit eden Mikroplastikler
Okyanusların derinliklerinden, akciğerlerimizin en derin yerlerine kadar mikro ve nanoplastikler, sindirimsistemiz de dahil olmak üzere hayatımızın her yerini işgal etmiş durumda.
Viyana Tıp Üniversitesinden araştırmacılar, haftada kişi başına ortalama beş gram plastik parçacığın sindirim sistemine girdiğini gösteren bir bilimsel makale yayınladılar(1).
Daha önce yapılan çalışmalarda da, insan kanında ve organlarında bu mikro parçacıklar bulunmuştu. Şimdi de mikroplastiklerin henüz anne karnında olan bebeklere bile zarar verdiği bulundu.
Mikroplastikler nedir? Nereden kaynaklanıyorlar?
2020 rakamlarına göre yıllık küresel plastik üretimi 367 milyon tondu. 1950’lerden bu yana 8,3 milyar tondan fazla plastik üretildi (2) ve bunların yüzde 79’u çöplüklere ve doğal çevreye geri döndü.
Atık plastikler, sulara ve toprağa girince mikro ve nanopartiküllere ayrılıyor. Boyutları 1 mikrometre (0,001 mm)ile 5 milimetre arasında değişen mikroplastikler ve 1 mikrometreden daha küçük olan nanoplastikler nihayetinde deniz ürünleri, meyveler ve sebzeler aracılığıyla besin zincirimize giriyor.
Ayrıca suyu plastik şişelerden içtiğimizde de vücudumuza girebiliyorlar. Bu şişelerden günde 1.5-2 litre su içen kişiler yılda 90 bin plastik partikülünü vücutlarına almış oluyorlar.
Viyana Tıp Üniversitesi’nin araştırmasına göre, musluk suyu kullanmak, coğrafi konuma bağlı olarak, yutulan miktarı 40 bin plastik parçacığına kadar azaltabiliyor.
Bu parçacıkların bir başka kaynağı da birçok sağlık ve güzellik ürününde bilinçli olarak kullanılan mikro taneciklerdir.
Plastik Vakfı (Plastic Soup Foundation) tarafından yürütülen bir araştırma, önde gelen markaların 10 kozmetik ürününden yaklaşık 9’unun mikroplastik parçacıklar içerdiğini ortaya çıkardı (3).
Mikroplastiklerde ne tür sağlık riskleri bulundu?
Viyana Tıp Üniversitesi’ndeki araştırma ekibi, sindirim sisteminden geçen partiküllerin bağırsak mikrobiyomunun bileşiminde değişikliklere yol açtığını tespit etti. Bu değişikliklerin obezite, diyabet ve kronik karaciğer rahatsızlığı gibi metabolik hastalıklarla bağlantılı olduğu kaydedildi. Çalışmada, parçacıkların yerel iiltihaplanmayı ve bağışıklık tepkisini tetikleyebileceğine ve özellikle nanoplastiklerin kanser oluşumunda rol oynayan kimyasalları harekete geçirebileceğine işaret edildi.
Mikro ve nano plastiklerin vücudumuza girmesini önlemek için ne yapılabilir?
- Yemekleri plastik kaplar yerine porselen tabaklarda yemek ve evi havalandırmak ortaya atılan çözümlerden bazıları.
- Yiyecek satın alırken plastik ambalajlardan kaçınmak da yardımcı olabilir.
- Araştırmalar poşet çaylarda ve hatta önceden pişirilmiş pirinçte bile parçacıklar olduğunu buldu.
- Şişelenmiş suya kıyasla yutulan partikülleri neredeyse yarıya indirdiği için filtrelenmiş musluk suyu içmek de yardımcı olabilir.
- Giysilerimiz yıkandığında çok sayıda sentetik parçacık salıyor. Çamaşır makinesinde lif tutucu bir filtre, mikroplastiklerin atılmasını Ancak sentetik liflerden tamamen kaçınmak ve bunun yerine yün, ipek ve kenevir gibi doğal malzemeleri tercih etmek de önemli.
- Bunun yanı sıra tek kullanımlık plastikleri sınırlamaya çalışan politikaları desteklemenin de önemli ve olumlu etkisi var.
Anne sütünde ilk kez mikroplastikler tespit edildi
Yapılan bir araştırmada ilk kez anne sütünde mikroplastikler tespit edildi. Araştırmacılar, bunun bebeklerin sağlığı üzerinde potansiyel etkileri olabileceği endişesini dile getiriyor.
Marche Politeknik Üniversitesi’nde (Ancona, İtalya) İnorganik Kimya Doçenti ve aynı zamanda Yaşam ve Çevre Bilimleri Bölümü’nde Titreşimsel Spektroskopi Laboratuvarı Başkanı olan Elisabetta Giorgini ve ekibinin yaptığı bir araştırma prestijli hakemli dergi ‘Environment International’da yayınlandı (4). Doğumdan hemen sonra altı kadından insan plasentaları toplandı ve olası mikro partiküllerin (MP)varlığını saptamak için 100 kez büyütmeyle ve ardından kimyasal bileşimini karakterize etmek için Raman Mikrospektroskopisi ile analiz edildi. Toplamda, dört plasentada, fetal ve maternal taraflar ve koryoamniyotik membranlar arasında homojen olarak dağılmış 12 mikropartikül bulundu. Tüm MP’ler karakterize edildi: dördü pigmentli polipropilen iken, diğer sekizi için sadece pigment tanımlandı. Bu şaşırtıcı değildi, çünkü mikropartiküller hem plastik nesnelerden hem de kaplamalardan ve boyalardan türetilebilir. Roma’da doğum yaptıktan bir hafta sonra 34 sağlıklı anneden süt örnekleri alınarak incelendi. Bu örneklerin yüzde 75’inde mikroplastiklere rastlandı.
Emzirmenin bir bebeği beslemenin ‘en iyi yolu’ olduğunu yineleyen araştırmacılar, mikroplastiklerin anne sütü üzerindeki etkilerine ilişkin daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.
İtalya’daki araştırma ekibinden Dr. Valentina Notarstefano, “Mikroplastiklerin anne sütündeki varlığının kanıtlanması son derece savunmasız olan bebekler için endişelerimizi artırıyor” dedi.
Araştırmacılar, mikroplastiklerin çevrede neredeyse her yerde bulunmasının “insanları kaçınılmaz olarak plastiğe maruz bıraktığı” uyarısında bulunuyor.
Çiftlik hayvanlarının et, süt ve kanında da mikroplastik tespit edildi
Hollanda’da yapılan bir araştırmada süpermarket ürünlerinin yanı sıra çiftlik hayvanlarının et, süt ve kanında mikroplastik tespit edildi. Mikroplastik kirliliği ilk kez sığır ve domuz etinin yanı sıra çiftliklerdeki inek ve domuzların kanında bulunmuştu. Hollanda’daki Vrije Universiteit Amsterdam’dan (VUA) bilim insanları, pilot çalışmalar sırasında test edilen et ve süt ürünlerinin dörtte üçünde ve neredeyse tüm kan örneklerinde bu parçacıklara rastladıklarını bildirdi. Ayrıca test edilen hayvan pelet yemi örneklerinde de aynı duruma rastlandı. Bu, potansiyel olarak önemli bir kontaminasyonu gösteriyor. VUA’daki araştırmacılar ilk kez bu yılın Mart ayında insan kanında mikroplastik bulunduğunu rapor etmiş ve hayvansal ürünleri test etmek için de aynı yöntemleri kullanmışlardı. Bilim insanları, elde edilen ilk sonuçların insan sağlığı için endişe verici olduğu uyarısında bulundu. Bu araştırmada, deneklerin neredeyse yüzde 80’inin kanında mikroplastik bulundu.Araştırmacılar, tamamı sağlıklı yetişkin 22 bağışçıdan alınan kan örneklerini analiz etti ve deneklerin 17’sinin kanında plastik parçacıklar buldu. Parçacıkların kanda bulunması, vücutta dolaşabildiklerini ve organlara yerleşebildiklerini gösteriyor. Mikroplastiklerin insan ve çiftlik hayvanlarının sağlığına etkisi henüz bilinmiyor. Ancak bununla birlikte, laboratuvar ortamında yapılan testlerde insan hücrelerine zarar vermesi ve hava kirliliği partiküllerinin vücuda girerek her yıl milyonlarca insanın erken ölüme yol açması araştırmacıları endişelenmesine neden oluyor. Pilot çalışma, mikroplastiklerin çiftlik hayvanlarının yanı sıra et ve süt ürünlerinde de bulunup bulunmadığını değerlendirmek için yapıldı. Son çalışma sırasında 12 inek ile 12 domuz kanı örneğini test edildi ve tamamında polietilen ve polistiren dahil olmak üzere mikroplastik bulundu. Toplam 25 süt örneği süpermarketlerden, çiftliklerdeki süt tanklarından ve elle sağılan sütlerden alındı. Çalışma, her türden en az biri olmak üzere örneklerin 18’inin mikroplastik içerdiği sonucunu ortaya koydu. Çalışmada, kan örneklerinin yarısında içecek şişelerinde yaygın olarak kullanılan PET plastik, üçte birinde gıda ve diğer ürünlerin paketlenmesinde kullanılan polistiren, dörtte birinde de plastik poşet yapımında kullanılan polietilene rastlandı. Sekiz sığır eti örneğinden yedisinin ve sekiz domuz eti örneğinden beşinin kontamine olduğu tespit edildi.
Vrije Üniversitesinden Prof. Dick Vethaak, çalışmalarının insan kanında polimer parçacıklarının bulunduğuna dair ilk gösterge olduğunu belirterek, sonuçların endişe verici olduğuna işaret etti. Vethaak, “Bu parçacıklar vücudumuzda dolaşıyor. Ayrıca bebeklerin ve küçük çocukların bu tür kimyasallara karşı daha savunmasız olduklarını biliyoruz. Bu beni çok endişelendiriyor.” ifadelerini kullandı. Dick Vethaak, bununla ilgili acilen çok daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguladı. Prof. Vethaak bir biyolog ve toksikologdur. Aynı zamanda Vrije Üniversitesinde Su Kalitesi ve Sağlık profesörüdür (5).
Kaynaklar
- Gruber, E.S., Stadlbauer, V., Pichler, V.et al. To Waste or Not to Waste: Questioning Potential Health Risks of Micro- and Nanoplastics with a Focus on Their Ingestion and Potential Carcinogenicity. Expo Health (2022). https://doi.org/10.1007/s12403-022-00470-8
- https://www.statista.com/statistics/282732/global-production-of-plastics-since-1950/
- https://www.beatthemicrobead.org
- https://www.horiba.com/bra/scientific/applications/environment/pages/microplastics/microplastics-testimonial/
- https://momentummicroplastics.nl/about-us/participants/dick-vethaak/