Çevre Bilinci ve Eğitim
Muavviz Ayvaz
Çevre bilinci ne kadar erken yaşlarda oluşursa o kadar verimli ve kalıcı olur. Bu bakımdan ebeveynlere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Onların çocuğa çevre bilincini kazandırmada çok büyük bir rolü vardır. Onlar çevreyi kirletmemek ve tabii, kültürel, tarihi varlıklara zarar vermemek, onları korumak gibi konularda çocuklarına örnek olmalı, nasihat etmeli, telkinde bulunmalıdır. Bu varlıkların bize birer emanet olduğu şuurunu evlatlarına benimsetmelidirler. Bilindiği gibi çevreyi kirletme konusunda en büyük etkenlerden birisi aşırı üretim ve tüketim şeklinde tarif edebileceğimiz israf yani savurganlıktır. Zamanımızda tüketim alışkanlıklarımızın ve yaşama tarzımızın değişmesi israfın artışında büyük rol oynamıştır. Çoğu faaliyetlerimizde daha fazla madde ve enerji sarfıyla daha az fayda temin ediyoruz. Bu yaşayış tarzına bir hayat kanunu gibi bağlanmışız, bırakamıyoruz. Yaya gidebileceğimiz yere otomobille gidiyor, merdiven çıkmak yerine asansör kullanıyoruz. Bunda plânsızlığımızın ve hayatı bir koşuşturmaya döndürmemizin de büyük bir payı var.
İsrafın her yönüyle önüne geçmeye çalışmalıyız. Bu hareketlerimizle çocuklarımıza da örnek olmalıyız. Gereksiz yanan lamba, damlatan musluk, yalıtımsız ısınma, düşüncesizce çöpe atılan kâğıt, teneke kutu ve cam ambalajlar kolayca önleyebileceğimiz savurganlıklarımızdır.
Sanayileşme ne yazık ki ekonomiyi ön plana alan, şehirleşirken çevreyi gözetmeyen, sadece kendini düşünen bir insan tipi ve toplum oluşturdu. Halbuki insanlar toplu halde yaşayan, diğerlerine karşı sorumlulukları olan, bu sorumlulukları yerine getirdiği durumlarda gerçek mutluluğu tadan varlıklardır. Kendi kabuğuna çekilmiş, çevreyle alakasını kesmiş, sadece maddi menfaat ilişkisi dışında başka bir irtibatı olmayan kişiler aslına bakılırsa yalnızlığın derin girdaplarında mutsuz bir hayat yaşamaktadırlar. Ruhen yüksek insanlar maddeten zayıf olsalar bile çevresine karşı son derece saygılı, karıncayı bile incitmekten çekinen başkalarını mutlu etmenin lezzetini tatmış kişilerdir.Bu yüksek ruh haletini çocukların da yaşaması konusunda en büyük görev önce anne-babaya daha sonra da okula ve öğretmenlere düşmektedir. Yeter ki biz yaşayışımız ve okullarımızdaki eğitim planlarımızla bunları hayata geçirmeye gayret edelim. Yaşanır bir gelecek için elbirliğiyle çalışalım.
Okullarımızda çevre konusundaki örneklerin daha kalıcı ve tesirli olabilmesi açısından matematik, fen bilgisi, din kültürü ve dil eğitimi gibi derslerde çevreyle ilgili örnekler işlenebilir.
- Mesela matematik dersinde
- Hava kirliliğini meydana getiren kaynakların yüzdeleriyle ilgili örnekler,
- Bir göle veya akarsuya verilen zehirli atıklarla ölen canlıların sayısıyla ilgili örnekler,
- Nükleer radyasyonun etkileme yarıçapıyla ilgili örnekler;
- Ana dil eğitimi kitaplarında çevre konulu makaleler,
- Fen bilgisi kitaplarında; enerji-çevre ilişkilerinin ayrıntılı incelendiği konular,
- Din kültürü derslerinde farklı dinlerin çevreyi koruma ve sürdürülebilir yaşam konusundaki tavsiyeleri ve peygamberlerin yaşamlarından çevreci örnekler verilebilir.
- Mesela ağaç dikimine verilen önem konusunda Hz. Muhammed’in “Kıyamet koparken, eğer elinizde bir fidan ve onu dikmeye yetecek zamanınız varsa onu mutlaka dikiniz!” şeklindeki tavsiyesi ve
- Eski Ahit’teki Yasanın Tekrarı Bölümünün 19. Ayetinde geçen ağaçları kesmemeye dair “Bir kentle savaşırken, kenti ele geçirmek için kuşatma uzun sürerse, ağaçlarına balta vurup yok etmeyeceksiniz. Ağaçların ürünlerini yiyebilirsiniz, ama onları kesmeyeceksiniz. Çünkü kırdaki ağaçlar insan değil ki kuşatma altına alasınız” şeklindeki emir örnek verilebilir.
- Çevre Bilgisi ayrı bir ders olarak müfredat programına alınabilir.
- Bu ders gezilerle desteklenmeli, çevrenin tahrip edildiği yerlere öğrenciler götürülerek bunun zararları yaşanmış şekilde benimsetilmelidir.
- Çözüm yollarının tartışılması için öğrenciler belediye başkanlarına götürülerek soru sormaları sağlanmalıdır.
- Derslerde çevre dergilerine abone olmaları sağlanmalı, bu dergilerin okunmasını teşvik için bunlardaki konularla ilgili ödevler verilmelidir.
- Öğrencilerin ağaç dikmelerini özendirmek için toplu dikim törenleri düzenlenebilir.
- Evde evcil hayvan bakımı(kedi, balık, kuş gibi), çiçek ve bitki yetiştirme ve onlara bakmaı gibi faaliyetlerle doğal yaşama sevgi ve saygı kazandırılabilir.
Aile, okul, devlet ve gönüllü kuruluşların iş birliğiyle yeni yetişecek nesilleri çevre konusunda daha bilinçli, duyarlı ve aktif hale getirebiliriz. Öğrencilerin çevreci kuruluşlarda gönüllü olarak çalışmaları onları aktif birer çevreci yapabilir.