Tabiatın güzellikleri

Fethullah Gülen

Kalb, ruh ve vicdanlara binbir haz ve lezzetin akıp-durduğu irfan kuşağında seyahate azmetmişler için tabiat, gönüllere inşirâh salan manzaraları; rengârenk tepeleri, hülyâlı dağları; baygın bahçeleri, ürperten koruları; çağıltılarla akıp giden çayları “vahdet vahdet!” diye denizlerle bütünleşen ırmakları… Evet, bütün bunlarla bilhassa, bahar ve yaz mevsiminde tabiat meşheri, bir keyif, bir neş’e, bir huzûr, bir hayâl diyârıdır âdeta. 

Bu kitap ve meşherin, her yanının ayrı bir ihtişamı, ayrı bir şiiri, ayrı bir füsûnu vardır. Onun bu ayrı ayrı güzellikleri; güzelliklere birer buud teşkil eden renkleri, şekilleri, biçimleri ve “olandan daha muhteşemini bulmak mümkün değil” dedirtecek kadar tasavvurlar üstü endamlarıyla, güzellik müsabakasına arz edilmiş gibidirler. Bu güzellikler galerisine uyanan ruhlar, varlığı daha bir derin görmeye başlar ve her şeyde tasavvur üstü bir güzellik mûsikîsi dinlerler… Bu sermest gönüller nazarında ağaçlar “hû” der semaa kalkar; güller, çiçekler, kendilerine mahsus dillerle Yüce Yaratıcı’yı ilân eder ve müşahedesine doyum olmayan renkleriyle zambaklar, menekşeler, leylaklar; bayıltan râyihalarıyla güller, karanfiller, yaseminler; büyüleyici edâlarıyla kamelyalar, orkideler, manolyalar bizlere hep o gizli güzellikten bir şeyler fısıldarlar. Burada zaman öyle derince duyulur ki, insan âdeta soyunun yaşadığı bütün devirlerdeki güzellikleri birden görür, duyar ve yaşar… 

Kaynak: Sızıntı, Ocak 1990, Cilt 11, Sayı 132