Tropikal Bitkilere Ev Sahibliği Yapan
Polonya Palmiye Evleri

Palmiye ağaçlarının gölgesinde dinlenmek ve tropik bölgelerde zaman geçirmek için uzun bir uçak uçuşuna katlanmaya gerek olmadan Polonya’nın kendine özgü palmiye evlerinden birinde dinlenebilirsiniz.

Palmiye evleri, egzotik bitkilerin yetiştirilmesi ve sergilenmesine uygun iklimlendirmeye sahip cam seralar olup, 19. yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlanmıştır. O dönemde inşaat teknolojilerinin gelişmesi, camdan çatı ve duvarlardan oluşan yüksek, ferah binaların inşa edilmesini mümkün kıldı.

Belfast Botanik Bahçesinde 1840 yılında inşa edilen palmiye evi muhtemelen türünün ilk yapılarından biriydi. Başlangıçta palmiye evleri varlıklı ailelerin statülerini göstermeleri için abartılı bir yoldu. Ancak 20. yüzyılın başlarında birçok kentte, hemşehrilere ve turistlere hizmet vermek amacıyla bu tür binalar inşa edilmeye başlandı. Polonya’da da hem bitki koleksiyonları hem de mimari tasarımlarıyla dikkat çeken pek çok palmiye evi bulunuyor. Bu makalede bunlardan altısı tanıtılacaktır. 

Poznań Palmiye Evi

Poznań Palmiye Evi, Polonya’nın en büyük palmiye evidir ve Avrupa’nın en büyüklerinden biridir. Bitki yetiştirmek için kullanıldığı için ikisi ziyarete açık olmayan 12 seradan oluşuyor. Poznań’ın Wilson Parkı’nda bulunan binalardan ilki 1911’de inşa edildi ve 1929’daki Evrensel Ulusal Sergiye hazırlık amacıyla 6 bina daha inşa edildi.

Bu palmiye evinin tarihi oldukça olaylıdır. II. Dünya Savaşı sırasında bombalanarak kısmen tahrip edilmiş, ancak yeniden inşasından sonra birkaç on yıl boyunca faaliyet göstermeye devam etmiştir. Ne yazık ki 1970’li yılların sonunda o kadar kötü durumdaydı ki kapatılmak zorunda kaldı. İlginç bir şekilde, bu sorunlara rağmen bitkilerin çoğu hayatta kaldı.

Palmiye evi, tamamen yenilendikten sonra 1992 yılında ziyaretçilere yeniden açıldığından beri, 1.100 türe ait toplam 17.000 bitkiye ev sahipliği yaptı. Palmiyelerin yanı sıra onlarca egzotik çiçek türü, meyve veren çalılar ve kaktüsler vardır. Akvaryum serası da büyük bir turistik cazibe merkezidir; 1922’de inşa edilen Polonya’daki bu ilk halka açık akvaryumda 170 balık türü yaşamaktadır.

Gdańsk’ın Oliwa Parkındaki Palmiye Evi

Gdańsk-Oliwa’daki ilk egzotik bitkiler, 18. yüzyılda manastırlarında bir kış bahçesi oluşturan Sistersiyenler tarafından yetiştirildi. Sistersiyen tarikatı Hristiyanlığın Katolik koluna bağlı kendilerini Dünya işlerinden uzaklaştırmış keşiş ve rahibelerden oluşan bir tarikattır.

Yüz yıl sonra, Sistersiyen toprakları, palmiye evine bir ekleme yapmaya karar veren (yine II. Dünya Savaşı’ndan sonra birkaç kez daha genişletilen) Gdańsk Şehri’nin mülkü haline geldi.

Oliwa palmiye evinin en karakteristik unsuru, 15 metre yüksekliğindeki kubbesiyle ünlü silindirik cam köşktür. İçinde büyüyen 180 yıllık hurma ağacına (Polonya’nın en eski ağaçlarından biri) yer açmak için kubbenin yüksekliğinin arttırılması gerektiğinden şu anda yeniden inşa ediliyor.

Łódź Palmiye Evi

Łódź’un palmiye evinde büyüyen en yaşlı ağaçlar, 19. yüzyıldaki fabrika sahiplerinin mülklerinin bir parçasıydı. Eskiden sanayinin önde gelen isimlerine ait olan birçok portakal bahçesindeki bitki koleksiyonları 1956’da oluşturulan yeni halka açık palmiye evine bağışlandı. Bazıları bugün 150 yaşında olan palmiye ağaçları daha sonra şehrin en eski parkı olan Źródlisko Parkına taşındı. Parktaki eski kafeterya, egzotik bitkilerin yetiştirilmesine uygun bir cam köşk haline getirildi.

Łódź palmiye evi artık her birinin içinde farklı koşulların korunduğu üç pavyondan oluşuyor. Cam binaları ısıtmak için modern bir yöntem kullanılıyor. Isıtma tesisatı çerçeveye entegre edilerek, iç kısımların cam duvarlar tarafından ısıtılması sağlanıyor.

Gliwice Palmiye Evi

Bu palmiye evinin tarihi, Gliwice’de bir belediye parkının oluşturulduğu 19. yüzyılın sonuna kadar uzanıyor. Parkın arazisine inşa edilen seralarda şehrin egzotik bitki koleksiyonuna başlandı. 1925’te koleksiyonu barındırmak için ilk özel pavyonlar inşa edildi, ancak palmiye ağaçları hızla büyüdükçe bunların kısa sürede yükseltilmesi gerekti.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından palmiye evi o kadar kötü durumdaydı ki yetkililer burasını yıkmayı planladı. Ancak küçük bir meraklı grubun çabaları binayı ve birçok tesisi kurtardı. Gliwice’nin en eski palmiye ağaçları 160 yaşındadır.

1970’ler ve 1980’lerde, palmiye evinde yeniden yapılanma ve genişletme çalışmaları yapıldı.. Mimar Andrzej Musialik ve inşaat mühendisi Jan Polak’ın yarattığı son derece modern tasarım sayesinde minik binanın boyutları büyütüldü. Palmiye evi madencilikten zarar gören bir arazi üzerine inşa edilmişti. Musialik dengesiz temeli telafi etmek için kompleksi bir üçgen düzlemi üzerinde tasarladı. Polak eğimli cam duvarları ve çatıyı destekleyen ayrıntılı bir boru çerçeve geliştirdi. Bu çelik iskelet, geniş binanın dış cephesinde yer aldığından aynı zamanda binanın en ayırt edici özelliği haline geldi.

Musialik, fikrinin ilham kaynağının, Los Angeles Garden Grove’da 20. yüzyılın en önemli mimarlarından biri olan Philip Johnson’ın tasarımına dayanarak inşa edilen devasa kutsal bina olan Kristal Katedral olduğunu söyledi.

Wałbrzych Palmiye Evi

Książ Kalesi’nden biraz uzakta olmakla birlikte bu palmiye evi, Wałbrzych’teki kale kompleksinin bir parçasıdır. Polonya’nın üçüncü büyük kalesi olan Książ’un o zamanki kahyası Hans Heinrich XV Hochberg von Pless’in emriyle 15 metre yüksekliğindeki dekoratif cam bina 1911-1913 yılları arasında inşa edildi. Bugün bu yapı 250 çeşit egzotik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır ve ana cazibe merkezlerinden biri, palmiye evinin kurucusu tarafından tasarlanan eşsiz bir Japon bahçesidir. Palmiye evinin dekoratif binası Polonya’da orijinal haliyle korunan tek binadır.

Zielona Góra Palmiye Evi

Zielona Góra’daki palmiye evi, Polonya’da türünün en genç binalarından biridir. İlk pavyonu 1961’de inşa edilmiştir. Winne Wzgórze’nin tepesinde yer alması ve üzüm bağlarıyla çevrili olması sayesinde benzersizdir. Yıllar içinde birkaç kez yeniden yapılanma geçiren cam bina, yalnızca 150 egzotik bitki türünün sergileneceği bir alan olarak değil, aynı zamanda bir eğlence mekânı olarak da planlandı. Burası bir restoran ve teraslı bir kafenin yanı sıra bir konferans merkezine de ev sahipliği yapmaktadır. Palmiye evi, ziyaretçilerine yemek yeme, seyir terasından şehri görme, çok sayıda egzotik balık türünü ve iki katlı şelaleyi hayranlıkla izleme şansı sunuyor.

Not: Bu yazının hazırlanmasında Anna Cymer’in culture.pl web sitesinde yayınlanan makalesinden yararlanılmıştır (https://culture.pl/en/article/a-tropical-getaway-polish-palm-houses)